Daha iyi yaşlanmak için bunlara dikkat edin

Daha iyi yaşlanmak için nelere dikkat edilmeli?


Kanımızdaki insülin seviyeleri ile iyi veya kötü yaşlanma ile arasında bir ilişki var ve insülin hormonu kaliteli yaşlanma ve yaşlanma hızını azaltma açısından önemli bir belirleyici unsur. 

Kandaki insülin seviyesinin artması bizi beklediğimizden daha hızlı yaşlandırırken,  kandaki insülin seviyesinin azalması yaşlanma hızımızın düşmesine neden oluyor. 

Bu sebeple kırk yaşından sonra “açlık insülini” seviyelerini de izlememiz gerekir. Makul rakam 5 ünitenin altıdır.


İyi yaşlanma” söz konusu olduğu zaman ne kadar kasa sahip olduğumuz da önemlidir. Yeterli ve güçlü kaslarınız varsa yaşlılık döneminiz daha iyi geçecektir. Daha çok kasa sahip olmak daha kolay kilo kontrolü, kolesterol, trigliserid, daha kolay şeker,  ayarı, daha güçlü bir bağışıklık sistemi, daha az düşme ve osteoporoza bağlı kırık riski anlamına da gelir. 

Özellikle yaşlılığa bağlı kas kaybı –sarkopeni- iyi kontrol edilemediğinde kötü yaşlanmaya neden olabilmekte. Sarkopeni obez yaşlılarda daha da önemli bir risk faktörü haline geliyor. Fazla kilolu yaşlıların kaslarını korumalarında fayda var. Bunun yolu da düzenli yürümek ve aralıklı ağırlık-direnç egzersizlerinden geçiyor. 



Beyni de beslemeliyiz


Yaşlandıkça “beyin-beslenme ilişkisi” de çok önemli bir konu haline geliyor. Beyin –merkezi sinir sistemi- şekerin azından da çoğunda da hoşlanmıyor, makul miktarda şekerle daha bir mutlu oluyor. 

Beyin doymuş yağlardan da fazla hoşlanmıyor. Omega-3 yağ asitlerine ise adeta bayılıyor! Özellikle EPA –Eikosa Pentaenoik Asit- her yaştaki nöronlar için neredeyse “beyin sütü” işlevi görüyor. 

B12 vitamini için de aynı tanımı kullanmak doğru olur. Beynin sağlıklı işleyebilmesi için mutlaka demir mineraline de ihtiyacı var. Özetle yaşlandıkça beyni de beslemekte fayda var.

Aşırı şeker tüketmek kadında da erkekte de hormonal dengeyi bozuyor. Kadınlarda tüylenme/sivilcelenme problemlerine, adet düzensizliklerine daha çok rastlanıyor. Erkeklerde de testosteron hormonu –erkeklik hormonu- üretimini azalttığı gösterilmiş. Yaşlandıkça şekeri –tatlıyı- azaltmalıyız.


Tıpkı şeker gibi alkol de cinselliği olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle erkeklerde aşırı alkol tüketimi yumurtalık fonksiyonlarının zayıflamasına, meme büyümesi, kıl dökülmesi ve benzeri değişimlerle feminizasyon –kadınlaşma!- işaretlerine yol açıyor.

0 yorum:

Yorum Gönder